Nüfusu belli bir seviyeye gelen ve artık insanların bir yerden diğerine gitmek için kullandığı yöntemlerin tümüne toplu taşıma denir ve bu sistemde çalışan firmalar halkın ihtiyaçlarını giderirken aynı zamanda da kar ederek ticari varlığını sürdürmek durumundadır. Dünyada yaklaşık ellinin üzerinde toplu taşıma modeli mevcuttur ve bu sistemler ise gelişmiş ülkelerde şirketler tarafından işletilmektedir. Ülkemizde ise bu modellerden tüm illerimiz hesaba katıldığında 20 kadarı ancak kullanılmaktadır ve sadece bazı şehirlerimizde bu şirketler aracılığı ile profesyonel olarak yapılmaktadır. Şehrimize baktığımızda ise bu sistem sadece iki ile sınırlıdır. Bunlarda taksiler ve otobüslerimiz… Bu sistemde ise profesyonel bir şirket değil halk otobüsleri kooperatifimiz hizmet vermektedir.
Peki, halk otobüsü kooperatifimiz ve bu işten sorumlu olan belediyemiz şehrin ihtiyacını karşılayabiliyor mu? Bu konuda yaptığım bir ankette 1.000 kadar katılımcı arasında “Evet, karşılıyor” diyenlerin oranı sadece %19 ile sınırlı kalmıştır. Bu sonuçtan hareket ile birkaç otobüs şoförümüz ile yaptığım konuşmada ise onlarda sitemin yanlış işlediğini belirtmişlerdir. Bu anketin sonucu ve detaylı bilgilerini Ulaşım İşleri Müdürümüze takdim etmiş bulunmaktayım.
Kooperatif ve otobüs sahipleri neden zararda?
Halkımıza hizmet etmeye çalışan bu esnaf grubumuzun ise öncelikle çok zor. Çünkü her gün farklı sorunlarla uğraşmak durumunda kalabiliyorlar. Düğmeye basmadan inmeye çalışanlar, durak dışında binmek isteyen yolcular, otobüs içerisinde şoför ile haksız tartışmaya girmeler halkımızın esnafımıza yaşattığı zorlukların başında geliyor ve gün içerisinde demoralize ederek manevi yıpratmaya yol açıyor.
Manevi boyutunun yanı sıra esnafımızın zararda olduğu diğer bir konu ise otobüslerin boş çalışması ve yeterli yolcu bulamama gibi sıkıntılardan kaynaklanan maddi boyutudur. Otobüs esnafımız şu an kazansa dahi bu verimli bir kazanç değildir. Bunun başlıca nedeni otobüs güzergahlarının kar etmeye yönelik değil de sadece günü kurtarmaya yönelik yapılmış olmasıdır. Burada şunu örnek olarak rakamla belirtmekte fayda görüyorum, bir otobüsün aylık zararı mazot tutarı 3,70 TL baz alındığında ve günde ortalama sadece 10 sefer yaptığında yıllık yaklaşık 25.000 TL civarındadır. Bu sadece örnek olarak hesaplanmıştır ve bir otobüsün günde yaptığı sefer sayısını otobüs esnafımız daha iyi bildiğinden bu sayının gerçekte ne boyutta olduğunu tahmin edebileceklerdir. Bu giden para ise havaya gitmekte ve ülke ekonomimize zarar olarak yansımaktadır.
Halkımız neden zararda?
Sivas’ta özel araç yoğunluğunun herkes farkındadır. Bunun sebeplerinden biriside güçlü bir toplu ulaşım altyapısına sahip olamamaktır. Çünkü vatandaşımız 2 otobüs değiştirmenin maliyetinden ötürü özel aracını tercih etmekte bu durumda da ekonomik olarak kendisini zorlamaktadır. Bu durum aslında esnaf içinde sorundur. Onların düşüncesine göre 2 otobüs değişmesi gereken yolcu sayısı belediyeden aldığım istatistiklere göre azdır.
Özel araç sahibi olmayan vatandaşlarımızın yaşadığı problem ise ulaşamama problemidir. Şehrimizi tek merkezden dağıtma çalışmaları çok ağır olsa da ilerlemesine rağmen otobüs güzergahları konusunda çalışma yapılmadığından ötürü vatandaşımız kurumlara ulaşmakta zorluk çekmektedirler.
Yapılabilecekler “kısa vadede” nelerdir?
Kısa vadede otobüs güzergahları yenilenmelidir. Bu yapılırken de tek merkezi durak anlayışı terk edilmeli ve şehrin belli uç noktalarına merkezi duraklar ve hareket amirlikleri yapılmalıdır. Şehir merkezinde sadece transit geçide izin verilmeli ve otobüslerin boş dolaşması ana durağa giderken dahi engellenmelidir. Burada da örnekle anlatacak olursak mesela; Fatih-Doğukent arasında çalışan bir hattımız olsun. Bu otobüs Fatih’ten yolcu aldıktan sonra bu yolcuları şehir merkezinin çeşitli yerlerinde ister istemez indirecektir. Aynı şekilde şehir merkezinden de Doğukent’e giden yolcuyu alacaktır ve boş kalmayacaktır. Mevcut durumda ise her 2 ayrı hatta çalışan otobüslerin sürekli Otogar’a giden yolcu bulmamaları kolay olmadığından otobüs dolu çalışamamaktadır. Böyle bir sistemde SİDAŞ, Tapu Kadastro gibi kurumlarda işi olan ancak Fatih’te oturan vatandaşlar, artık özel araç yerine toplu taşımayı tercih edecektir çünkü ulaşım kolaylaşmıştır. Böylece 2 tarafta kazanmış olacaktır. Bu sisteme geçmek için kapsamlı bir çalışma yapılmalıdır. Bu çalışma sonucunda her iki tarafta kazanacaktır.
Bu sistem için belirlenebilecek örnek merkezler ise Atakent, Doğukent, Fatih, Mevlana ve Üniversite olabilir. Besleme hatları ve diğer çalışmalarda kooperatif ile koordineli olarak yürütüldüğü takdirde herkesin daha fazla verim alacağı bir sisteme geçilebilir.
“Orta ve uzun vadede” neler yapılmalı ve planlanmalıdır?
Öncelikle şehrimizde yaşayan hiçbir bireyi mağdur etme lüksümüz yoktur. Bundan dolayı şehre gelecek yeni bir sistemin eskiden var olan otobüs esnafımıza zarar ettirmemesi için belediyemiz ile ortak yada tamamen ayrı bir şekilde şirket kurma imkanı sağlanmalıdır.
Kurulacak bu şirketin ilk işi ise öncelikle mevcut olan tren yolundan faydalanmak adına TCDD ile Gaziantep ve İzmir örneğinde olduğu gibi hafif metro yada banliyö sistem için anlaşma sağlaması ve bu rayların önce Üniversite daha sonra da Bölge Hastanesi ve Yeşilyurt’tan geçerek Doğukent’e kadar ulaşması için planlama yapılmalıdır.
Yine aynı şirketin şehrin durumu göz önüne alınarak İstasyon Caddesi, Atatürk Caddesi ve Bağdat Caddesini takip ederek Üniversiteye ulaşan bir tramvay yada lastik tekerlekli tramvay (ben trambüs olarak ifade ediyorum) hattı için planlama yapılmalıdır.
Bu 2 raylı sistem Üniversite ve Eğriköprü İstasyonlarında birbirine aktarma imkanı da sağlayarak şehirdeki kara trafiği bir nebze raylı sisteme aktarılmalıdır.
Basit görünen bu iş ile Sivas ne kazanır ne kaybeder?
Bu iş ile Sivas öncelikle vatandaşını memnun eder. Ardından otobüs esnafı para kazanmaya veya daha çok kazanmaya başlar. Raylı sistemin gelmesi ile ise zarar eden olmaz çünkü bu defa daha kapsamlı bir plan ile otobüs esnafının besleme hatları raylı sistem entegreli olacağından hem onlar hem de raylı sistemin yeni olmasından kaynaklanan istihdam boşluğunda işsiz vatandaşlarımıza iş imkanı sağlanmış olacaktır. Sivas’ta olaylar bireysel çıkarlardan ziyade şehrin çıkarlarına yoğunlaştığında aslında herkes kazanmış olacaktır ama bunun için sabır ve istikrar gereklidir.